Kıbrıs’ın barajları kritik durumda: dokuz yıllık uyarılar dikkate alınmadı
Kıbrıs’ta güvenlik ve su yönetimi sorunları, yıllarca süren uzman uyarılarına rağmen giderek kötüleşiyor. Pazartesi günü yayımlanan Devlet Denetim Ofisi’nin yeni raporuna göre, 2016 yılında tespit edilen birçok sistemik eksiklik hâlâ giderilmedi.
Durum, iklim değişikliği, artan kuraklıklar ve büyüyen su talebi ile daha da zorlaşıyor. Ancak devlet programlarının uygulanması çok yavaş ilerliyor. 15 yıllık Su Geliştirme Planı (2016–2030) kapsamında planlanan 60 projeden sadece 14’ü tamamlandı ve toplam harcama yaklaşık 767 milyon €’dur. Ayrıca fon kullanımında şeffaf kontrol bulunmamaktadır.
Özellikle barajların durumu endişe vericidir. Kıbrıs’ta 104 büyük baraj vardır ve bunların 56’sı Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu’na (ICOLD) kayıtlıdır. Birçoğu hizmet ömrünü aşmış ve güvenlik sertifikası, işletme talimatı veya sistematik bakım olmadan işletilmektedir. Hiçbir özel baraj bağımsız denetimden geçmemiş ve büyük tesisler nihai güvenlik sertifikalarını almamıştır.
Nüfus merkezlerine yakın barajlar için olası taşkın alan haritalarının olmaması da ayrı bir sorundur. Problemlerin çarpıcı bir örneği, 2025 Ocak ayında Mavrokolimbos barajında boru hattı arızası nedeniyle meydana gelen sızıntıdır ve onarım çalışmalarının zorluklarını ortaya koymuştur.
Olumsuz etkiler, adanın su temininde önemli rol oynayan tuzdan arındırma tesisleriyle de ilişkilidir. Denize tuzlu brinin boşaltılması, Larnaka ve Dhekelya bölgelerindeki deniz florasını etkilemekte olup, arıtma tesislerinden çıkan su, ev sistemlerine zarar veren korozyon özelliklerine sahiptir.
Yeraltı su durumu da endişe vericidir: yer altı suyu yataklarının yaklaşık %64’ü, başlıca nitrat ve tuzluluk nedeniyle kimyasal olarak kirlenmiştir. Şebekelerdeki su kayıpları yılda 200 milyon metreküpü aşmakta ve bazı belediyelerde sızıntı oranı %29’a ulaşmaktadır.
İçme suyu kalitesinin kontrolü hâlâ yetersizdir: sadece dörtte bir kuyuda koruma bölgeleri belirlenmiş olup, birçok su idaresi sistematik izleme yapmamaktadır. Taşkın yönetimi ve yağmur suyu toplama programları da gecikmektedir, oysa bu önlemlere 2009 yılında ihtiyaç olduğu belirtilmişti.
Denetçiler, stratejik bir planlama sistemi ve kurumlar arası net koordinasyon oluşturulmasını ısrarla talep etmektedir. Politik irade ve uyumlu eylemler olmadan, Kıbrıs ciddi su kesintileri ve hem nüfus hem altyapı hem de doğal çevre için tehditlerle karşı karşıya kalabilir.
Ayrıca ilginizi çekebilir:
- Paphos’ta eski Charalambidis depolarında iki yeni müze açılacak
- Kıbrıs: onlarca su projesi durdu, halk kesintilerden şikayetçi
- Kıbrıs’ta hava yastığı geri çağırmaları nedeniyle 16.900 aracın sertifikaları askıya alınıyor
- Bu hafta sonu Kıbrıs’ı neler bekliyor: panayırlar, tiyatro gösterileri ve açık hava konserleri
- 78 yaşındaki adam çevrimiçi dolandırıcılıkta 64.000 €’dan fazla kaybetti